Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk, sahte fatura ve kara para taşıma skandalları, 65 ülkeye yayıldı. Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ve MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Yalçın’ın istifasıyla patlak veren bu olaylar, 17 milyon dolarlık yolsuzluk iddialarını gündeme getirdi. Eski başkan Şeref Ateş’in Almanya’ya firar etmesi ve 8 yöneticinin tutuklanması, Enstitü’nün tam anlamıyla bir arpalığa dönüştüğünü gösterdi.
Yunus Emre Enstitüsü’nde yaşanan yolsuzluk iddiaları, 65 ülkeyi etkisi altına aldı. Enstitü’nün eski başkanı Şeref Ateş’in Almanya’ya kaçması, yolsuzlukların boyutunu gözler önüne serdi. Mahkemece tutuklanan 8 yöneticinin durumu, kamuoyunda büyük bir infial yarattı. 17 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı öne sürüldü ve bu durum, Enstitü’nün itibarını zedeledi.
Yolsuzlukların yanı sıra, Enstitü yöneticilerinin etkinlik adı altında yurtdışına gönderilmesi de dikkat çekti. Pekin, Paris, Roma gibi şehirlere yapılan bu seyahatlerde, günlük Euro bazında harcırah ödenmesi ve otel masraflarının karşılanması, kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığını gösteriyor. Bu durum, Enstitü’nün mali yönetiminde ciddi sorunlar olduğunu ortaya koydu.
Yunus Emre Enstitüsü’ne atanan yöneticilerin çoğu, Türkiye’den zaten maaş alan kişilerden oluşuyor. Bu durum, çifte maaş almalarına neden oldu. 3500 Euro ek maaş ve kira yardımı gibi ödemeler, iktidara yakın çevrelerden gelen bürokratlara yapıldı. Bu uygulama, Enstitü’nün yönetiminde kayırmacılığın olduğunu gösteriyor.
Aralık 2024’te görevden alınan Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Müdürü Ayşe Yorulmaz’ın yerine Türk-Alman Üniversitesi’nden H. Y. A. gönderildi. Yeni başkan Abdurrahman Aliy’in tanıdığı olan H. Y. A., Viyana’ya tayin edildi. Bu tür atamalar, Enstitü’nün yönetiminde siyasi etkilerin olduğunu düşündürüyor.
Yunus Emre Enstitüsü’nün yurtdışındaki kilit noktalarında, 17-25 Aralık operasyonu öncesinde FETÖ’cülerin etkili olduğu biliniyor. İlk başkan Prof. Ali Fuat B.’ye FETÖ ile bağlantılı olmaktan soruşturma açıldı. Polonya’daki müdür İsmet B. tutuklandı. Bu durum, Enstitü’nün geçmişteki yönetiminde ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor.
Yunus Emre Vakfı Enstitüleri, yurt dışında ve Türkiye’de FETÖ’cü yöneticilerden temizlenmeye çalıştı. Ancak yeni gelen yöneticilerin de yolsuzluk skandallarıyla gündeme gelmesi, Enstitü’nün geleceği hakkında soru işaretleri oluşturdu. Bu durum, kamuoyunda güven kaybına neden oldu.