İyiliğin Takım Oyunu: Bir Proje ile Hayata Dokunanlar

İyiliğin Takım Oyunu: Bir Proje ile Hayata Dokunanlar
İyilik, sadece bir eylem değil, bir varoluş biçimidir. Bu takım, projeleriyle topluma dokunarak iyiliği yaymayı amaçlıyor. Her biri farklı yeteneklere sahip olan bu grup, birlikte çalışarak anlamlı projelere imza atıyor.

İyiliğin Takım Oyunu: Bir Proje ile Hayata Dokunanlar

İyilik, sadece bir eylem değil, bir varoluş biçimidir. Bu takım, projeleriyle topluma dokunarak iyiliği yaymayı amaçlıyor. Her biri farklı yeteneklere sahip olan bu grup, birlikte çalışarak anlamlı projelere imza atıyor. Onlar sıradan bir grup değil; her biri kendi alanında uzmanlaşmış bireylerden oluşuyor.

İçlerinde inovasyon uzmanı, yazar, kreatif tasarımcı, sosyal medya uzmanı, fotoğraf sanatçısı, marka tescil ve patent uzmanı var. Ama daha önemlisi, içlerinde yelkenci, dağcı, karavancı, sporcu, sanatçı, gastronomi meraklısı, arkeoloji tutkunu da bulunuyor. Onları birleştiren şey sadece meslekleri değil; hayata dokunma, fark yaratma, iyiliği yayma arzuları.

Proje Sürecinde Birliktelik

İbrahim Deveci, projeleri için bir orkestra benzetmesi yapıyor. “Biz aslında bir orkestra gibiyiz. Her projede bilgimiz, tecrübemiz, eğitimimiz ışığında birimiz orkestra şefi oluruz.” diyor. Her projede farklı bir enstrüman çalıyorlar ama aynı şarkıyı söylüyorlar. Bu benzetme, ekip içindeki uyumu ve işbirliğini vurguluyor.

Emine Çetin ise mutfak metaforunu kullanarak projelerin her aşamasında ruh katıldığını belirtiyor. “Biz aslında bir executive şefin mutfağı gibiyiz.” diyerek, her detayın önemine dikkat çekiyor. Her dokunuş, projeye farklı bir tat katıyor. İyiliğin tarifi de onlara göre paylaşmak üzerine kurulu.

İyilik ve Takım Oyunu

Doğan Yalçın, iyiliği bir futbol takımına benzetiyor. “Biz aslında bir futbol takımı gibiyiz.” diyerek, takım ruhunun önemini vurguluyor. Yetenek ve adanmışlık ile projeye hayat veriyorlar. Çünkü iyilik, bir takım oyunu olarak değerlendiriliyor.

İyilik, sadece düşünceyle değil, harekete geçerek anlam kazanıyor. Seçkin Tayşi, iyiliğin öznel bir kavram olduğunu belirtiyor. “İyilik oldukça öznel bir kavram. Tanımlamak hiç de kolay değil.” diyerek, iyiliğin empati ve dayanışma gibi kavramları kapsadığını ifade ediyor.

Küçük İyiliklerin Büyüsü

Burcu Tuna, küçük iyiliklerin büyük değişimlere yol açabileceğini hatırlatıyor. “Amelia yalnız bir hayat sürerken bir gün evindeki gevşemiş bir fayansın arkasında eski bir kutu bulur.” diyerek, küçük iyiliklerin hayatları nasıl değiştirebileceğini anlatıyor. Bu tür hikayeler, iyiliğin yayılmasına vesile oluyor.

Bir yağlıboya tablosu, bir kahve fincanı gibi basit nesneler bile, iyiliğin yayılmasına katkıda bulunabiliyor. Önemli olan harekete geçmek. Bu ekip, sıradan bir sosyal sorumluluk grubu değil; her projelerinin sonunda iyilik kazanıyor.

Projeler ve Etkileri

Bu ekip, birçok anlamlı projeye imza attı. Melisa’nın Bastonu, görme engelli bireyler için yazılmış bir çocuk kitabıdır. Ahtapot Bebek Projesi, prematüre bebekler için organik kumaştan üretilen ahtapotları içeriyor. Dönüştür Doysun projesi ise sokak hayvanları için mama kabı üretimini hedefliyor.

Atatürk Işığında Yürüyoruz projesi, İzmir Körfezi'nde su perdesi ile gerçekleştirilen bir etkinliktir. Bu projeler, topluma katkı sağlarken, iyiliğin yayılmasına da yardımcı oluyor. Onlar, “İyilik iyidir.” diyerek, yaptıkları işlerin önemini vurguluyor.