2024 yılı, Türkiye ekonomisi ve finansal piyasalar açısından önemli gelişmelere sahne oldu. Merkez bankalarının politikaları, enflasyonla mücadele ve uluslararası ilişkilerdeki değişimler dikkat çekti. Yılın ilk çeyreğinde, dünya genelinde merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında izlediği ‘şahin’ politikaların ne zaman sonlanacağına dair belirsizlikler öne çıktı. Bu belirsizlikler, makroekonomik verilerden alınan resesyon sinyalleriyle birleşerek dalgalı bir seyir oluşturdu.
Finansal piyasalarda dalgalı seyir, yılın ilk çeyreğinde belirginleşti. Rusya-Ukrayna savaşının gıdaya ulaşımı engellemesi, Ortadoğu’daki gerginlikler ve artan jeopolitik riskler, yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesine neden oldu. Özellikle petrol arzının tehdit altında olması, yatırımcıların altın gibi güvenli varlıklara olan talebini artırdı. Bu durum, küresel büyüme tahminlerinin gerilemesine ve artan enflasyonun etkisiyle piyasalarda oynaklığın artmasına yol açtı.
Yılın ikinci çeyreğinde, merkez bankalarının faiz indirim döngüsüne ne zaman gireceğine dair belirsizlikler devam etti. Durgunluk risklerinin artması, banka yetkililerinin sözle yönlendirmeleriyle piyasalarda dalgalı bir seyir izlenmesine neden oldu. Bu süreçte, açıklanan makroekonomik veriler, merkez bankalarının para politikalarını gevşetip gevşetmeyeceğine dair ipuçları arandı.
Yurt içinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikasında atacağı adımlar yakından takip edildi. 2024’ün ilk Para Politikası Kurulu toplantısında, politika faizi 250 baz puan artırılarak yüzde 45’e yükseltildi. Bu durum, Türkiye’nin yurt dışı borçlanma ihalelerine yönelik artan ilgi sağladı. Borçlanma faizlerinin düşmesi ve vadelerin uzaması, uygulanan ekonomi programına güveni artırdı.
Bu dönemde, kripto varlıklara ilişkin yasal düzenlemelerde çalışmalar sürdü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kripto varlık düzenlemesiyle ilgili olarak, “Bu alanı daha güvenli hale getirmek ve ortaya çıkabilecek riskleri bertaraf etmek” amacıyla çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 300 baz puana kadar geriledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı hedeflerine yönelik güçlü mesajlar vererek, fırsatçılara karşı mücadelelerinin devam edeceğini ifade etti. Erdoğan, “Milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi 2025 senesinde de kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. Bu açıklamalar, piyasalarda güven duygusunu artıran önemli bir etken oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılının enflasyonla mücadelede dönüm noktası olacağını belirtti. Şimşek, “Enflasyon hala kabul edilemeyecek kadar yüksek. Dolayısıyla bir numaralı önceliğimiz fiyat istikrarının sağlanması” açıklamasında bulundu. Bu hedefler, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlama çabalarını destekledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltti. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik politikalarının olumlu sonuçlarını almaya devam ettiğini gösterdi. Ayrıca, Türkiye’nin FATF gri listesinden çıkarılması, uluslararası alanda önemli bir gelişme olarak kaydedildi.
2024 yılı, Türkiye ekonomisi için birçok zorluğun üstesinden gelinmeye çalışıldığı bir dönem oldu. Merkez bankasının sıkı duruşu ve uluslararası ilişkilerdeki gelişmeler, piyasalarda dalgalı bir seyir izlenmesine neden oldu. Ancak, atılan adımlar ve yapılan düzenlemeler, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlama yolunda önemli bir adım olarak değerlendirildi.